phpKF - php Kolay Forum  
Ana Sayfa  |  Yardım  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
Forumunuz Hayırlı olsun yenilendi

Resim Ekleme

Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı
Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" Uyarınca Gerekli Durumlarda İletişim Sağlanabilmesi İçin Eklenmiştir. Lütfen Gerekli Durumlarda Kullanınız... İbrahim uzun Esatpaşa mah 3.demiryollu 1201.sk no:28 menemen/izmir/Türkiye email :Uzun_70@hotmail.com
Forum Ana Sayfası  »  Diğerleri
 »  DÜNYADA BALIKÇILIK

Yeni Başlık  Cevap Yaz
DÜNYADA BALIKÇILIK           (gösterim sayısı: 4.973)
Yazan Konu içeriği

boşluk

lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman

Kullanıcı Resmi

Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.590
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil

E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder

Konu Tarihi: 19.10.2010- 21:25
Alıntı yaparak cevapla  


DÜNYADA BALIKÇILIK
Balıkçılık bölgeleri dikkate alındığında; derin denizlerde, sahillerde ve iç sularda yapılan balıkçılık olmak üzere 3 gruba ayrılabilir. Yüzen balıklar biyolojik ikiye ayrılırlar; a) Demersal : Genellikle sığ sularda yaşarlar ve deniz dibine yakın yerlerde avlanılırlar. (Morina, mezgit, dil, kalkan, pisi, köpek balığı) b) Pelajik (Göçmen) : Deniz yüzeyinde beslenirler fakat hem sığ hem de derin denizlerde yaş ayarlar. (Uskumru, palamut, lüfer, hamsi vs. ) Başlıca iki tipte balıkçılık yapılmaktadır; birincisi dip balıkçılığı (demersal); suyun dip kısımlarında yüzen balıklar, morina, mezgit, barlam, polack, ve kalkan gibi balıkların tümünü kapsar, ikinci tür ise pelajik balıkçılık, su yüzeyine yakın yaşayan ringa, ton, istavrit gibi balıkları kapsar. Balık türleri, av yöntemleri ve av bölgelerinin uzaklıklarına göre ise; 1) Derin Deniz Balıkçılığı Balık türleri yuvarlak balıklardan olan morina, mezgit, som, ringa ve uskumrulardır. Bu balıkçılığın yapıldığı sahalar Norveç kıyılarından başlayıp Island ve Grönland üzerinden Kuzey Amerika'nın Neufland ve Labrador sahillerine kadar uzanır. Güney Afrika sahillerindeki morina ve kingklio avcılığı da bu gruba girer. Avda kullanılan malzeme trol'dır. Dipten çekilen trollar yerine daha yeni bir tip olan dipte yüzer trollar kullanılmaktadır ( Pelagik trol ). Balıklar sesli İskandil, Ekograf, Balık Merceği ve Balık Tarayıcı ile tesbit edilirler. Pelagik trollar bu tür avcılığı karlı hale getirmiştir. Av araçlarının gelişmesi sonucu daha büyük fabrika niteliğinde gemilerin inşası gerçekleşmiştir. Modern gemilerde, trolla avlanan balıkların temizlenmeleri, fileto haline getirilmeleri ve yıkanıp dondurulduktan sonra depolanmaları ile balık unu ve yağ üretim prosesleri aynı zamanda gerçekleştirilmektedir. 2) Sahil Balıkçılığı Küçük teknelerle akarsularda ve sahillerde genç balıkçılar, dil, pisi, zargana, ile kerevit ve midye için yapılırlar. 3) İç Su Balıkçılığı Tabii durgun sular, akarsular ve göllerdeki mevcut balıkların avcılığı ile kültür balıkları olan sazan, alabalık, yeşil sazan gibi balıkların üretimini kapsar. Alabalık üretiminde bol miktarda soğuk su (4 - 8 C') gerektiğinden uygun sıcaklıkta, yeterli kaynak ve dağ akarsuları bu balıkların kültürüne uygundur. Sıcak sulu (20 - 25 C') kültür balıkçılığında genellikle nehir balıkları, sazan, kerevit, ve de az miktarda diğer balık türleri üretilirler. Bunların su ve gıda yönünden alabalıklar için yeterli olmadığı bölgelerde kültürleri yapılır. İnsanlar tarafından denizlerden yakalanan balık miktarı yılda yaklaşık 60 milyon ton civarındadır. Rusya ve Japonya 40 yıl kadar önce balıkçılığa önem vermeye başlayıp bugün bütün okyanuslarda ton balığı avlamaktadır. Peru 1950 yılından sonra hamsi yakalamaya başladı ve 1960 - 1971 arasında 10 milyon ton balık yakalamayı başardı ve yakaladığı balıkların tamamını balık unu olarak kullanmıştır. Bu tarihten sonra bu ülkenin yakaladığı balık miktarında düşüş olmuştur. Tayland 1960 yıllarında Tayland körfezinde trol avcılığını geliştirmiş ve yılda 1,5 milyon ton balık yakalamayı başarmıştır. Norveç aynı miktarda balığı Barent denizinde yakalamaktadır. Aynı balıkçılar birkaç yıl önce O,7 milyon ton uskumruyu Kuzey Denizinde yakalamıştır. Yapılan araştırmalardan dünyada toplam yılda 100 milyon tondan fazla balık yakalanmaması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu sonucun hiç değilse 20 - 30 yıl için geçerli olması beklenmektedir. Dünyada balıkçılığın en çok yapıldığı alanlar özellikle geniş alanlara sahip kıtasal kıyılardır: Kuzey Denizi, Barent Denizi, Berin Denizi, Doğu Çin Denizi gibi Subtropikal okyanusların doğu kıyılarında gıda yönünden zengin soğuk su yukarı doğru çıkmaktadır. Akıntı nedeniyle gıda yönünden zengin suyun yukarı doğru çıkması balıkçılık için elverişli bir alan oluşturur. Bu nedenle kuzey-batı ve güney-doğu Afrika, Peru, ve Kaliforniya kıyılarında çevirme ağlarla sardalya, trol ile barlam fazla miktarda yakalanmaktadır. Balıkçılık genelde üç karakteristik alanda yapılmaktadır; beslenme, yumurtlama, kış geçirme alanlarda. İnsan ve balıkların bir araya gelmelerini yada temaslarını sağlayan, etkileyen veya dengeliyen bazı faktörler şunlardır; 1) Gıda Gereksinimi 2) Balıkların yaşama ortamı 3) Çevre faktörleri 4) Teknik gelişmeler 5) Ticaret için ekonomik amaç 6) Kültürel özellikler 7) Süs hayvanı Yetiştiricilik 9) Bilimsel çalışmalar KÜLTÜR BALIKÇILIĞI Kültür balıkçılığının amacı balıkların üretim ve kültürünü kapsayan rasyonel bir yetiştiriciliktir. Balık yetiştiriciliği sadece kantatatif büyüme anlamına gelmeyip, aynı zamanda elde edilen ürünün kalitesinin ıslahını da içermektedir. Balıklar genelde iki amaç için yetiştirilir: 1) Besin, 2) Akarsu, durgun su, doğal veya göl ve göletlerin stoku. Balık kültürü temel olarak göletlerde uygulanır. Bu şekilde üreme, beslenme, kantitatif büyüme, büyüme kontrolü ve stoklama uygulamaları yürütülebilmektedir. Gölet kullanılmasının diğer bir avantajı üretken olmayan bir arazinin değerlendirilmesidir. Kurulan balık çiftlikleri ekstansif, yarı intensil veya intensif olarak adlandırılabilir. Ekstansif yetiştiricilikte yapay gıda kullanılmaksızın balıkların doğal yemlerle beslenmesi esastır. İntensif yetiştiricilikte ise, minimum düzeydeki bir sudan maksimum miktarda balık elde edilmesi amacı vardır ki bu tür yetiştiricilikte yapay yemler kullanılır ve balıklar bunlarla beslenirler. Kültür balıkçılığı belirli türdeki bazı balıklar için uygundur. Bu nedenle bütün balık türlerinin kültüre alınması söz konusu olamaz. Bir balığın kültüre uygun olması için şu koşulların uygun bulunması gereklidir; 1) İklime adaptasyon 2) Büyüme oranı 3) Üreme durumu 4) Yem 5) Pazarlama 6) Populasyon yoğunluğu 7) Hastalıklara karşı direnç BALIKÇILIĞIN TARİHİ Akarsularda balıkçılık insanlığın ilk bulduğu tekniklerden bir tanesidir ve maden çağından beri bilinir. Balık iğnesi, yay ok balık ağı gibi araçların ve bitkilerden elde edilen zehirli maddelerin kullanılması çok erken bulunmuş önemli yöntemlerdir. Göçmen balıkların yaşama düzeni, insanların yaşama düzenini öteden beri etkilemiştir. Şimdi bile Güney Amerika 'da som avcılığı ile geçinen yerli balıkçıların yaşama düzeni bu balıklarınkine bağlıdır. Binlerce yıldır Avrupa 'da balık, avcı gruplarının önemli besin kaynaklarından birisini oluşturmaktadır. Tarih öncesi dönemlerden kalma kalıntılarda o devirlerde bile balığın çok önemli bir besin kaynağı olduğunu kanıtlamaktadır. İlk zamanlarda balıklar yakalandıklarında hemen tüketilmek zorunda idi. Fakat zamanla kurutma, dondurma, tuzlama, fermantasyon gibi yeni depolama teknikleri geliştirildi ve tüketim zamana yayılabildi. Balıkçılık hakkında ilk veriler Akdeniz Avrupa’sında bulunmuştur. Balıkçılık endüstrisini ilk geliştirmeye başlayanlar Fenikelilerdir. Milattan önce 6. yy 'dan itibaren Yunan ekonomisinde balıkçılık önemli rol oynamaya başladı ve İskit'in kolonizasyonundan sonra balık ticareti 15. yy'a kadar sürdü. Roma İmp. doğuşu ile birlikte istiridye ve küçük su birikintilerinde çeşitli balıkların yetiştirilmesi geliştirilerek uygulandı. Atlantik kıyılarında ise balık ticareti ilk olarak İngiliz, Fransız, ve Flemenkler tarafından 6. yy 'da başladı. Söz konusu bölgelerde balıkçılığın ticari faaliyet olarak gecikmesinin başlıca nedenleri Akdeniz iklimine göre daha güç doğal şartların olması ve başlıca şehirlerin kıyılara uzak mesafelerde bulunmalarıdır. Endüstri devrimi ile birlikte balıkçılık endüstrisi daha da gelişti, yeni buluşlar yapıldı, daha güçlü deniz araçları geliştirildi, kıyıdan daha uzakta balıkçılık faaliyetleri ve ürünlerin işlenmesine başlandı, pazarlama faaliyetleri yaygınlaştırıldı. Deniz balıkçılığının doğuşu insanlığın yeni bir gelişme dönemini gösterir. Bütün kıyı ülkeleri kendiliğinden bunu öğrenmiş değildir. Zaten coğrafyada bize bu konuda her zaman kesin bilgi veremiyor. Bununla beraber girintili çıkıntılı bir kıyıda barınakların çoğalması gibi tabi şartlar deniz balıkçılığına yol açmış olabilir. Küçük yelkenlilerin yapımında ve kullanılmasında elde edilen her yenilikten, sürütme ağı ve diğer balık avı araçlarındaki gelişmelerden balıkçılıkta faydalanılmıştır. Açık deniz balıkçılığına göre donatılmış bazı büyük limanlar balık göçlerini izleyerek onlardan yararlanır. Bu amaçla okyanusu aşabilecek gibi teknelerin donatılması zorunluluğu armatörün araya girmesini gerektirir. Bu çeşit balıkçılığın gelişmesini sağlayan etkenler aşağıdaki gibidir. Gemi yapımındaki gelişmeler ve yelkenlerin yerini motorun alması. Yüksek tonajlı bir sürütme ağı teknesi geniş alanları tarayabilir ve avı uzun zaman sürdürebilir. Daha mükemmel balık avı gereçlerinin bulunması, salamura ve tütsüleme gibi yöntemlerin uygulanmasına neden olmuştur. Nihayet dağıtım sistemleri ile sıkı bir bağlantı kuran özel limanların kuruluşu ve bu dağıtım teşkilatlarının taze balığın şehir pazarlarına ulaştırmasındaki gelişmeler doğrultusunda balıkçılık daha da gelişmeye devam etmiştir. Bugünkü deniz balıkçılığı bir sanayinin bütün özelliklerini taşır. Üretim dünya çapında 28 milyon tona ulaşmıştır. Bunun üçte biri Ringa Sardalya ve Hamsi 'dir. Sonra Morina balığı gelir. (%17). Dünyanın en büyük balık yatakları planktonca zengin olan Kuzey Atlantik, Kuzey Pasifik ve bunlara bağlı denizlerde bulunur. Fakat California ve Afrika kıyıları boyunca tropikal ve subtropikal bölgelerde de araştırmalar devam etmektedir. Kuril ve Japon adalarına yakın alanlar, Shetland, Ternöv ve Grönland 'ın kuzey ucu arasında kalan denizler, Norveç kıyıları ve Kuzey Denizi her milletten balıkçı filolarının toplandığı verimli bölgelerdir. Dünyanın en büyük balık üreticisi olan Japonya bu konuda üstün bir yer tutar. Japon konserve sanayi uluslararası pazarda Kalifornia ile rekabet eder. Okyanusun canlı kaynakları sınırsızdır, bununla birlikte şimdi bilinen alanların sömürülmesi yıkım halini almıştır. BALIKÇILIK GÜCÜ Bir av aleti ile kullanma süresi arasındaki ilgiyi ifade eder. Av istatistiklerinin değerlendirilmesinde geniş çapta kullanılır. Bir standart Balıkçılık Gücü karşılığında elde edilen av miktarları karşılaştırılır BALIKÇILIK BİLİMİ Balıkçılık bilimi balık biliminden tamamen ayrı yeni bir bilim koludur. XIX Yüzyılın sonlarında ve özellikle XX. yüzyılda ele alınmış bir bilim olarak en modern metodlardan faydalanılır. Balık bilimi (ichthyologie) tek tek fertler üzerinde morfolojik anatomik histolojik fizyolojik araştırmaları konu olarak ele alır. Balıkçılık bilimi ise balık biliminden elde edilen bulguların ışığında balık topluluklarının nerede, ne zaman, ne miktarda, ne durumda olduğunu araştırır. Bu amaçla; Su ürünleri topluluklarının hayat şartlarını, içinde bulundukları ortam şartları ile olan karşılıklı ilgi ve etkilerini, Bu toplulukların biyolojik özelliklerini, İktisadi değerlerini av usul ve imkanlarını, Bu konudaki istatistik çalışmaları araştırır. Bu konuda birçok milletlerarası kuruluşlarda vardır. Bunların en eskisi 1902 yılında Stockholm'da kurulan ve halen merkezi Kopenhag 'ta bulunan Deniz Araştırması Milletlerarası Daimi Konseyidir (Conseil Permanent International pour i 'Exploration de la Mer). Bu teşekkülle bütün kuzey ve batı Avrupa ülkeleri üyedir. Bu konsey balıkçılık biyologlarını su ürünleri alanında işbirliği yapmaya teşvik etmektedir. Bu kuruluştan örnek alınarak Akdeniz memleketleri Milletlerarası Deniz Bilimleri Araştırma Komisyonu (Commission Internationale pour i 'Exploration Scientifique de la Mer Mediterranee) vardır. Bu konuda ayrıca Akdeniz 'de faaliyet gösteren ve Birleşmiş Milletlere bağlı Gıda ve Tarım Teşkilatı (Food and Agriculture Organization) bünyesinde kurulmuş olan bir konsey (General Fisheries Council for the Mediterranean) bulunmaktadır. Bu konudaki diğer teşekküller ise şunlardır; Avrupa İç Sular Balıkçılığı İstişari Komisyonu, Milletlerarası Pasifik Balıkçılık Komisyonu, Kuzeybatı Atlantik Balıkçılık Milletlerarası Komisyonu, Amerikalılar Arası Orkinos Komisyonu. Son yıllarda UNESCO da balıkçılık konularında temel araştırmaları destekleyen bir yol tutmuştur. HUKUKİ AÇIDAN BALIKÇILIK XX. yy'da teknolojinin büyük gelişmeler göstermesi sonucu denizlerin önemi günümüzde çok artmıştır. Denizlerin doğal zenginlikleri bazı kıyı devletlerinin kıyılarına bitişik denizlerde, deniz yatağında ve bu yatağın altındaki toprak tabakasında egemenliğe kadar varan çeşitli talep ve iddiaları ve bunlara karşı görüşteki devletlerce öne sürülen itirazlar, deniz hukukunun gelişmesinde ve birçok konuda olgunlaşmasında en büyük etken olmuştur. Denizlerin hukuksal rejimi, devletler hukuku kurallarının ortaya çıktığı günden beri bu hukuk kolunun önemli konularından biridir. Ancak günümüzde denizlerin özellikle besin ve enerji konularındaki önemi, devletler hukukunun bir parçası olan deniz hukukunu ve denizlerin hukuksal rejimini çok önemli bir konu haline getirmiştir. XX. yy başlarında deniz hukuku kuralları bir dereceye kadar basit ve belirli idi. Kıyı devletinin karasuları üzerinde egemen haklara sahip olduğu kabul edilmiş ancak bu egemenlik zararsız geçiş hakkı ile sınırlandırılmıştı. Açık denizlerin res communis olduğu kabul edilmiş ve bütün devletlerin açık denizlerden serbestçe yararlanabilecekleri kuralı benimsenmişti. Açık denizlerde bütün devletlere tanınmış olan serbestliklerin başında ulaşım serbestliği ve balık avcılığı serbestliği gelmekte idi. Yakın tarihlere kadar denizlerin doğal kaynaklarının tükenmeyeceği varsayımı yaygındı. Ancak olaylar bu varsayımın doğru olmadığını kanıtladı. Bu gerçekler karşısında devletler, kıyılarına bitişik açık denizlerde bazen egemenliğe kadar varan çeşitli talep ve iddialar öne sürdüler, bazen de diğer devletlerle yaptıkları iki veya çok taraflı antlaşmalarla denizlerin doğal kaynaklarını korumaya çalıştılar. 1911 yılında Kanada, Japonya, ABD, ve Rusya arasında yapılan "Bering Denizindeki Fokların Korunması Antlaşması", denizin doğal kaynaklarının korunması amacı ile atılan ilk adım oldu. İstatistiksel veriler dünya balıkçılığının %90'nın karasuları dışında kalan ve derinliği 200 metreden daha az olan kıta sahanlığını örten su tabakasında yapıldığını ortaya koymaktadır. Balık ve türlerinin avcılığının bu canlı varlıkların yaşadıkları alanlarda yapılması doğaldır. Hukuksal bakımdan devlet, kendi iç sularında ve karasularında egemen haklara sahiptir. Bu nedenle kıyı devleti, bu sularda balıkçılık ve diğer su ürünleri avcılığını tek taraflı tasarruflarla düzenleme hakkına sahiptir. Kara sularına bitişik münhasır balıkçılık bölgesi ise açık denizin bir parçasıdır. Devletler hukuku, açık denizin su kesiminde balıkçılık ve diğer su ürünleri avcılığı bakımından kıyı devletlerine bazı haklar tanımaktadır. Kıyı devletine tanınmış olan bu haklar bu bölgede balıkçılığı aynen karasularında olduğu gibi tek taraflı tasarruflarla düzenleyebilme olanağıdır. Balıkçılık ve sorunları ile ilgili devletler hukuku kurallarının bir kısmı ise ört ve adet kurallarıdır. Ancak bu kuralların hiç bir anlaşmazlığa yol açmayacak kadar açık olduğu söylenemez. ULUSLARARASI BALIKÇILIK ANLAŞMALARI Uluslararası anlaşmalar birçok nedenden ötürü oldukça gereklidir. Söz konusu nedenlerin başında örnek olarak Kuzey Denizindeki Topluluk ve Norveç'i ilgilendiren stokların kullanılması ile ilgili kurallar gösterilebilir. Buradaki stoklar her iki tarafında yararına kullanılabilir. Tek bir tarafın diğer tarafın menfaatlerini düşünmeksizin, kendi balıkçılık faaliyetlerini düzenlemesi her iki tarafı da zor bırakacak şekilde stokların tahribatı ile sonuçlanabilirdi. Söz konusu anlaşmalara Norveç, İsveç ve katılım öncesinde İspanya ile yapılmış olan karşılıklı balıkçılık anlaşmalarını gösterebiliriz. Diğer anlaşmalara örnek olarak 1977 yılında ABD ile yapılan fazla stoklara giriş anlaşması gösterilebilir. Deniz Hukuku Anlaşmalarına uygun olarak ABD kendi fazla stoklarından bir bölümü için Topluluğa her yıl belirli bir miktar için kullanım imkanı vermektedir. Diğer bazı anlaşmalarla da Topluluk üçüncü bir ülkenin sularında avlanma hakkı için bir bedel öder. Balıkçılık anlaşmaları taraflar arasında balıkçılık bölgelerine girişle ilgili, bilimsel işbirliği ile ilgili ve benzeri konularda genel düzenlemeleri içermektedir. Avrupa Topluluğunun yapmış sıralanabilir; olduğu başlıca anlaşmalar ise şöyle; Karşılıklı Antlaşmalar: Norveç : 1980 yılında imzalanan anlaşma 10 yıllık dönemi kapsamakta, söz konusu anlaşmaya göre tarafların tekneleri ortak veya özel stoklara taraflarca saptanmış miktarlarda balık avlamak için girebilmektedirler. Topluluk tekneleri Norveç sularında morina, mezgit, kalkan türü balıklar avlarken, Norveç balıkçıları Topluluk bölgesinde uskumru, çaça ve karides avlamaktadır. İsveç : Anlaşma Nisan 1981 'de yürürlüğe girmiştir. Söz konusu anlaşma Kattegat bölgesindeki ortak stokları ve Baltık ile Kuzey Denizindeki morina, ringa ve som balığı stoklarım içermektedir. Finlandiya : Temmuz 1983 'de yapılan anlaşmaya göre Topluluk tekneleri Bothnia Körfezinde avlanabilmekte buna karşılık Finlandiya tekneleri toplam avlanabilecek miktar 100.000 tonun üzerinde saptandığı zaman Kuzey Denizinde ringa avlayabilmektedir. Fazla Stoklara Giriş Antlaşmaları: Bu türde bir anlaşma 1977 yılında ABD ile AT arasında yapıldı. Bu anlaşmaya göre topluluk tekneleri Amerikanın belirli balıkçılık bölgelerinde fazla stoklarda avlanabilmektedirler. Kendi bölgelerinde yıllık olarak avlanabilecek balık miktarı Amerikalılar tarafından saptanır ve uygun gördükleri miktar içinde aşırı avlanmanın önlenmesiyle ilgili tedbirlerle birlikte Topluluk teknelerine avlanma için izin verirler. Ticaret Kolaylıkları: Kanada : 1981 yılında Brüksel'de yapıldı. Söz konusu anlaşmaya göre taraflar birbirlerinin balıkçılık bölgelerinde fazla stoklara girebilmekteler. Diğer bir anlaşma ile de Topluluk tekneleri Kanada sularında belirli miktarda morina ve mürekkep balığı türünde balıkları avlayabilmektedirler. Buna karşılık olarak Toplulukta Kanada’nın bazı deniz ürünleri için kotaları kaldırmak, gümrük vergilerini indirmek gibi ticari kolaylıklar getirmektedir. Parasal Karşılık Ödeme: Senegal : 1979 yılında imzalanan bu anlaşma başlangıçta iki yıllık idi. Topluluk ve Senegal arasındaki söz konusu anlaşma gelişmekte olan bir ülkeyle yapılan ilk balıkçılık anlaşmasıdır. Buna göre Topluluk tekneleri Senegal 'in belirli balıkçılık bölgelerinde avlanabilmekte buna karşılık Topluluk da Senegal 'in bazı balıkçılıkla ilgili projelerini finanse etmektedir. Ekvator Ginesi : Toplulukla Ekvator Ginesi arasında imzalanan 3 yıllık anlaşmaya göre Topluluk tekneleri özel girişle Ekvator Ginesi sularında 4000 ton balığı yakalayabileceklerdi. Buna karşılık Topluluk Lome Antlaşması çerçevesinde yaptığı yardımın üzerine söz konusu ülkenin balıkçılık sektörünü geliştirmek için yılda 180.000 ECU yardımda bulunmakta idi. BALIKÇILIK ORGANİZASYONLARI Kuzey Atlantik Balıkçılık Organizasyonu ( NA FO ) Anlaşma ABD'nin Kuzey Batı Atlantik kıyılarını, Kanada ve Grönland kıyılarını kapsar ve 1979'da yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Kuzey Atlantik Balıkçılık Anlaşması ( NEAFC ) 1982 Mart 'ında yürürlüğe girdi. Anlaşmanın kapsadığı başlıca stoklar Kuzey Doğu Atlantik 'de kıyı devletinin yetkisi dışında kalan bölgedir. Kuzey Atlantik Som Balığı Anlaşması 1983 'ten beri yürürlüktedir. Anlaşmanın amacı Kuzey Atlantik 'teki som balzğı stoklarının korunmasıdır. Antartika Canlı Deniz Kaynaklarının Korunması Anlaşması Anlaşma metni 1980' sonuca bağlandı. Baltık ve Belts' deki Canlı Deniz Kaynaklarının Korunması ve Avlanma Anlaşması ( Gdansk Sözleşmesi) 1983 'de imzalanıp, 1984 'de yürürlüğe girdi. Üyeleri Danimarka, Federal Almanya, İsveç, Rusya, Polonya, Almanya idi. Uluslararası Güney Doğu Atlantik Balıkçılık Anlaşması Anlaşma Angola 'dan Mozambik' e kadar Afrika'nın Güney kıyılarında öncelikle barlam balığı ile ilgili kotaları kapsamaktadır. Uluslararası Atlantik Ton Balığının Korunması Anlaşması Uluslararası Balina Avcılığı Komisyonu Uluslararası Tarım ve Gıda Organizasyonu (FAO) Akdeniz Genel Balıkçılık Konseyi ( GFCM)

http://www.lovepowerman.net/
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası  »  Diğerleri
 »  DÜNYADA BALIKÇILIK

Forum Ana Sayfası

Forum Yazılımı:   php Kolay Forum (phpKF)  ©  2007 - 2010   phpKF Ekibi

Love Power Man

 RSS Beslemesini Görmek için Tıklayın   RSS Beslemesini Google Sayfama Ekle   RSS Beslemesini Yahoo Sayfama Ekle