Konu Tarihi: 17.10.2010- 16:53

  

---

TELEFON - Alexander Graham Bell -Hayatı

1876’ da Alexander Graham Bell, telefonu icat etti. Bell ve Thomas Watson adlı elektrik mühendisi, bir gönderici ve bir alıcıdan oluşan bir düzenek yaptılar. Alıcı, sesi belli bir elektrik akımına dönüştürüyor ve bu akım bir tel aracılığı ile ahizeye taşınıyordu. Tarihteki ilk telefon görüşmesini, 10 Mart 1876‘ da Bell yapmıştır.
Graham Bell telefonu neden icat etti?
Size "Telefonu kim icat etti?" diye sorsam ilk yanıtınız şüphesiz "Graham Bell" olur. Peki neden bu İskoçyalı karayağız genç; bir pamuk tüccarı veya tütün satıcısı olmak yerine eline kabloları, telleri alıp, gecesini gündüzüne katıp bir "elektrikli konuşma makinesi yapayım" demiştir? Hiç merak ettiniz mi? Ben ettim, oturdum araştırdım. İşte gerçekler...
Genç Graham Bell, İskoçya'nın veba salgınlarıyla kırıldığı yıllarda Amerika'ya yani yeni kıtaya göç etmeyi kafasına koşmuştu. Kahvede otururken "Ne yaparım da bu ülkeden yırtarım?" diyordu. O dönemler Amerika'ya gidip zengin olan İskoçyalıların hikayeleri bütün mahfillerde anlatılıyordu.
Gözünü karartan Bell sonunda kararını verdi. Cebindeki üç beş parayla bir gemi bileti alıp bu yeni kıtaya gidecekti. Otostop yaparak limana kadar geldi. Ancak acı kader yüzünü bir kez daha gösterdi, parası bilet almaya yetmiyordu. Rıhtımda yere oturmuş kara kara düşünürken yolcular sıra halinde gemiye biniyor, geminin hareket saatinin geldiğini belirten düdük de acı acı ötüyordu
ŞANS YÜZÜNE GÜLDÜ
Bell'in umudu kalmamıştı. Kös kös rıhtımın çıkışına doğru ilerlerken yaşlı ve sağır bir adamcağızla karşılaştı. Yaşlı elindeki bileti Bell'in burnuna sokmuş ondan birşeyler yapmasını istiyordu. Bell'in gözleri parladı birden "Aman Allah'ım yoksa bu adam biletini bana mı veriyor?" diye düşündü. Bir çocuk gibi sevindi "Ne kadar iyi adam" deyip bileti kaptığı gibi gemiye atladı. İşte Graham Bell'in hayatını sağır insanlara yardım için adamış olmasının sebebi İskoçya'da biletini elinden alıp rıhtımda bıraktığı ve o anda kalp krizi geçirip ölmüş olan o yaşlı adamdır.
Bell'in gemi yolculuğu oldukça çetrefilli geçer. Denizin kendisini tuttuğunu gemide öğrenen Bell yan koltuklarda oturan Oswaldo ailesiyle de düşman olmuştur. Çünkü Bell midem bulanıyor numarasıyla Oswaldoların küçük ve güzel kızı Lolita ile güvertede gizlice buluşmaktadır. Durumu anlayan gaddar baba Oswaldo ise Bell'in ağzını burnunu kırmıştır. Gemiden atlayarak canını kurtaran genç Bell yüzerek çıktığı Ontario'da kendine yeni bir hayat kurmuştur. (Ontario bizim Kaptan Swing, Mr. Blöf, Gamlı Baykuş ve köpekleri Puik'in yaşadığı Amerika'nın en nadide köşelerinden birisidir ki ayrıca Kaptan Swing de Ontario kurdu namıyla meşhurdur)
GADDAR BABA
Gemide filizlenen aşk tomurcukları Ontario'da da büyümeye devam edecektir. Graham ve Lolita'nın aşkının önündeki en büyük engel baba Oswaldo'dur. Graham, sevgilisiyle rahatça konuşabilmek için bizim şimdilerde telefon dediğimiz o zamanlar da "elektrikli konuşma makinesi" denen cihazı, bu sebepten bulmuştur.
Ayrıca telefonda hemen hemen hergün kimbilir kaç kez kullandığımız "Alo" sözcüğü de onun sevgilisinin kısaltılmış adıdır.
Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo'dur. Graham Bell telefonu icat edince ilk hattı gizlice sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz "Allessandra Lolita Oswaldo" diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu "Ale Lolos" diye karşıladı.
Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve öne iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad "Alo" idi.
BIRAKIP GİTTİ
Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell'i telefonuyla başbaşa bırakıp onu terketti.
Bell, sevgilisinin birgün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Dikkat edin ve hatta internette Graham Bell diye bir arama yapın Bell'i resimlerinde kulağına adeta monte edilmiş o eski model ahize ile görürsünüz. Talihsiz aşığın ömrü telefonun başında geçti.
Bu hikayeden çıkarılacak bazı hisseler var elbette. Mesela, zorluklar insanları buluş yapmaya iter, dayak zihni açar ve kadınlara asla güven olmaz.