phpKF - php Kolay Forum  
Ana Sayfa  |  Yardım  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
Forumunuz Hayırlı olsun yenilendi

Resim Ekleme

Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı
Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" Uyarınca Gerekli Durumlarda İletişim Sağlanabilmesi İçin Eklenmiştir. Lütfen Gerekli Durumlarda Kullanınız... İbrahim uzun Esatpaşa mah 3.demiryollu 1201.sk no:28 menemen/izmir/Türkiye email :Uzun_70@hotmail.com
Forum Ana Sayfası  »  Fıkıh
 »  Kız Erkek Ayırımı Yoktur

Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kız Erkek Ayırımı Yoktur           (gösterim sayısı: 976)
Yazan Konu içeriği

boşluk

lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman

Kullanıcı Resmi

Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.589
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil

E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder

Konu Tarihi: 16.03.2011- 19:59
Alıntı yaparak cevapla  


Kız Erkek Ayırımı Yoktur
İslâm Dîni’ne göre, çocuklar arasında kız ve erkek ayırımı yapmak, birini diğerinden üstün tutmak, câiz değildir. Çünkü kız evlâdı da, erkek evlâdı da insana veren Allâh’dır. Kulun burada hiçbir rolü yoktur.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
"Göklerin ve yerin mülk ve tasarrufu Allâh’ındır. O, dilediğini yaratır. Kimi dilerse, ona kızlar bağışlar, kimi dilerse ona erkekler lutfeder. Yahut (çocukları) erkekler-dişiler olmak üzere çift verir. Kimi de dilerse, onu kısır bırakır. Muhakkak ki, O âlimdir, herşeyi bilir. Kâdirdir, herşeye gücü yeter." (75) buyurulur. Hiç bir müslüman, çocuğunun erkek olmasıyla övünemeyeceği gibi, kız olmasıyla da yerinemez. Çünkü önemli olan, çocuğun "kız veya erkek" olması değil, "hayırlı bir evlâd" olmasıdır. (76)
İslâmiyyet’ten önce Arabistan’da yaygın olan kız çocuklarını diri diri gömme âdeti, İslâmiyyet’le tamamen ortadan kaldırılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm, kız evlâdının öldürülmesini şiddetle yasaklamıştır:
"Evlâdlarınızı fakirlik korkusuyla öldürmeyin; onları da, sizi de biz rızıklandırırız! Muhakkak ki onları öldürmek, büyük bir suçtur." (77)
Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de kıyâmetin dehşeti tasvir edilirken şöyle buyurulur:
"... diri diri gömülen kızın hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman..." (78)
Hz. Peygamber (s.a.v.) de bir hadîs-i şerîflerinde:
"Çocuklarınız size Allâh (c.c.)’ın bir hîbesi (hediyyesi) dir; dilediğine kız, dilediğine erkek verir." (79) buyurmuşlardır.
O halde Allâh (c.c.) ’ın bu bağışına karşı çok şükretmeli ve O’nun emâneti olan çocuklarımızı en güzel bir şekilde terbiye etmelidir.
İslâm Dîni, ana-babaların çocuklar arasında kız-erkek ayırımı yapmadan eşit muâmelede bulunmalarını emreder.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
"Kimin kızı doğar da, onu gömmez, horlamaz, oğlan çocuğunu ona tercih etmezse, Allâh o kimseyi, bu kızı sebebiyle cennetine kor."(80) buyurur.
Ebû Hüreyre (r.a.)’ın haber verdiği bir hadîs-i şerîfde:
"İçinde kız çocukları olan eve, hergün gökten on iki rahmet iner. Ve meleklerin o evi ziyâreti hiç kesilmez. Her gece-gündüz anne ve babalarına bir senelik ibâdet sevâbı yazarlar." (81) buyurulur.
Hz. Enes (r.a.) ’ın rivâyet ettiğine göre:
"Bir adam Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yanında otururken, oğlunun biri gelir. Adam çocuğu öper ve dizinin üstüne oturtur. Az sonra kızı gelir. Adam onu öpmeksizin önüne oturtur. Bunun üzerine Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz;
"Aralarında eşit davranmıyor musun?" diye adamı uyarır." (82)
Çocuklara eşit davranmaya çok önem veren Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Bağış ve ihsanda çocuklarınızın arasını eşit tutun. Eğer ben birini üstün tutacak olsaydım, kızları üstün tutardım." (83)
buyurarak, erkek çocuklarını kız çocukarından üstün tutan ve kızları hor gören zihniyeti tamâmen yıkmıştır.
Fizyolojik ve Psikolojik Farklılık
Cenâb-ı Hakk, erkek ve kadına farklı husûsiyetler ve meziyetler vermiş ve onların toplum içindeki mevkîlerini de farklı kılmıştır. Haklar ve mes’ûliyetler, bu farklı husûsiyetlere göre tanzîm edilmiştir. Erkek ve kadın, aynı zamanda birbirlerinden farklı, güzel kabiliyetlerle de donatılmıştır.
Allâh Teâlâ, erkeğe; güç, kuvvet, metânet, mihnet ve meşakkatlere tahammül, tedbir, temkin ve sebat, hâdiseler karşısında dayanma ve direnme, sevinç ve hüzünde muvâzene ve îtidâl, savaş gücü, irâdî ve aklî üstünlük gibi özellikler vermiştir.
Hanımlara ise; duygu derinliği, incelik, şefkat, merhamet, hayâ, fedâkârlık, çocuk bakımı ve neslin muhâfazası gibi meziyetler ihsân etmiştir. Onlar, bünye olarak nârin olduklarından hayâtın çeşitli safhalarında birtakım süprizlerle karşılaştıklarında bazen bedenî ve rûhî zaaflara düşerler. Zîrâ hisleri, fevkalâde kuvvetlidir. Merhamet duyguları yüksektir. (84)
Görülüyor ki erkek; kadından daha kuvvetli, zorluklara daha dayanıklı, hâdiseler karşısında daha soğukkanlıdır. Hareketlerinin neticelerini daha iyi düşünür. Kadın ise, fıtraten zaîf, hılkaten nahîftir. His yönünden çok zengin, şefkat yönünden de engin bir deryâ gibidir. Mutlaka bir erkeğin himâye ve desteğine muhtaçdır. Erkeğin kadına göre üstün tarafları olduğu gibi, kadının da erkeğe göre üstün tarafları bulunmaktadır. Her biri ancak bu farklı yaratılışının îcâbını yapabilir.
Çocuğun çeşitli ihtiyaçları karşısında annedeki değişken duyguları ve imkanları erkekte bulamazsınız. Erkekdeki, tabiatın dâimî sert tezâhürlerine ve hayatın sayısız güçlüklerine karşı koyacak bir yaratılış husûsiyetini de kadında bulamazsınız. Bunun için İslâm Dîni, âile müessesesinde, kadınla erkek arasında kendi maddî ve mânevî kabiliyetlerine göre vazîfe taksîmi yapmıştır. Her cinse görebileceği işi vermiş; kadına, yapamıyacağı işi teklif etmemiş, taşıyamıyacağı mes’ûliyyeti de yüklememiştir. (85)
Erkek Âilenin Reisidir
Dînimize göre erkek, âilenin reîsi ve mes’ûlüdür. O, hayatın meşakkatlerine göğüs germiş, maîşet yükünü yüklenmiş, kadının nafakasını da üzerine almıştır. Erkek bu ağır vazîfeye karşı, kadından meşrû işlerde kendisine itâat hakkına mâliktir. İyi kadınlar itâatli olanlardır. Nitekim hadîs-i şerîfde: "Kadın beş vakit namazını kılar, yılda bir ay orucunu tutar, nâmûsunu korur ve kocasına itâat ederse, Cennet kapılarından dilediğinden girsin!" (86) buyurulur. Başka bir hadîs-i şerîfte de:
"Eğer bir kimseye, Allâh’dan başka birine secde etmesini emredecek olsam, kadınlara, kocalarına secde etmelerini emrederdim. Bunun sebebi, Allâh’ın erkekler için kadınlar üzerine kıldığı haklardır." (87) buyurulur.
Kadın, kocasının evinde bir bekçidir, muhâfızdır. Kocasının malını muhâfaza, çocuklarını terbiye etmekle mükellef olduğu gibi, nâmûsunu da haramdan koruyacaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde erkeklerin kadınlar üzerindeki haklarını:
"Yatağınızı başkalarına çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimselerin evlerinize girmelerine izin vermemeleri.." (88) diye özetler.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
"İyi kadınlar, itâatli olanlardır. Allâh kendi haklarını nasıl korudu ise, onlar da öylece göze görünmeyeni koruyanlardır." (89) buyurulur.
Burada "göze görünmeyen" tâbirinde, erkeğin malı, âile sırları, nâmûsu, hattâ kadının karnındaki çocuk dâhildir. Kadının bunları muhâfaza etmesi, çocuğunu düşürmemesi lâzımdır. Kadın, ancak bu şekilde en büyük dînî vazîfelerinin bir kısmını yerine getirmiş olur.
Erkek de, kadına her zaman saygı gösterir. Âile işlerinde kadını ortak yapar. Erkeklik şânına yaraşır bir tarzda kadını himâyesine alır. Kadın zengin bile olsa erkek, kadının nafakasını tedârike mecburdur. Kadın, erkek gibi tahsîl yapar. Âlim olur. Müftü olur. Hukuk hâkimi olur. Yalnız halîfe olamaz (90). Nitekim İslâm kadınları arasında pek çok âlimler ve ârifler yetişmiştir.
Kadının medenî hakları vardır. Muâmelâtta kadının hakları, erkeğin hakları gibidir. Kadın kendi malını hiç kimseye danışmadan istediği gibi kullanma, harcama ve hediye etme yetkisine sahiptir.

http://www.lovepowerman.net/
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası  »  Fıkıh
 »  Kız Erkek Ayırımı Yoktur

Forum Ana Sayfası

Forum Yazılımı:   php Kolay Forum (phpKF)  ©  2007 - 2010   phpKF Ekibi

Love Power Man

 RSS Beslemesini Görmek için Tıklayın   RSS Beslemesini Google Sayfama Ekle   RSS Beslemesini Yahoo Sayfama Ekle