phpKF - php Kolay Forum  
Ana Sayfa  |  Yardım  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
Forumunuz Hayırlı olsun yenilendi

Resim Ekleme

Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı
Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" Uyarınca Gerekli Durumlarda İletişim Sağlanabilmesi İçin Eklenmiştir. Lütfen Gerekli Durumlarda Kullanınız... İbrahim uzun Esatpaşa mah 3.demiryollu 1201.sk no:28 menemen/izmir/Türkiye email :Uzun_70@hotmail.com
Forum Ana Sayfası  »  Fıkıh
 »  Âilede Seâdet Prensipleri

Yeni Başlık  Cevap Yaz
Âilede Seâdet Prensipleri           (gösterim sayısı: 926)
Yazan Konu içeriği

boşluk

lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman

Kullanıcı Resmi

Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.589
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil

E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder

Konu Tarihi: 16.03.2011- 19:16
Alıntı yaparak cevapla  


Âilede Seâdet Prensipleri
Aile seâdeti, eşler arasında karşılıklı sevgi, saygı, hürmet ve anlayış esasına dayanır. Birbirlerine karşı olan vazifelerin bilinmesi ve yapılması şarttır.
Erkek, evine her zaman güleryüzle ve selâm vererek girmelidir.
Kadın da, akşamleyin yorgun bir şekilde işinden dönen kocasını, kapıda güleryüz ve tatlı bir edâ ile "hoş geldiniz!" diyerek karşılamalı, hal ve hatırını sorarak gönlünü almalıdır.
Kadın, her sabah efendisini evinden uğurlarken de, yine güleryüz ve nezâketle kapıya kadar uğurlamalı ve hakkında hayır duâda bulunmalıdır.
Kadın, sofrayı vaktinde, efendisinin arzu ettiği yemekleri hazırlayarak, güzel bir şekilde tanzim edip kurmalı ve yemeği aslâ geciktirmemelidir.
Kadın, herşeyde becerikli, temiz, tertipli ve düzenli olmalı, kocasının karşısında da güzel giyimli ve görünümlü bulunmalıdır.
Kadın, evini ve çocuklarını mahâretle idâre etmelidir.
Kadın, kocasının akrabâ ve yakınlarına iyi davranmalı ve bu vesile ile kocasının sevgisini kazanmalıdır.
Kadın, kocasının sırlarını gizlemeli ve başkalarına açmamalıdır.
Kadın, kocasının sözünü dinlemeli, İslâm’a uygun her emrini yerine getirmeli ve ona aslâ itiraz ve muhâlefette bulunmamalıdır.
Kadın, efendisine karşı hürmet, hizmet ve itâatte kusur etmemeli, erkek de hanımına karşı olan vazifelerinde dikkat ve itina göstermelidir.
Kadın, kocasına başka kadınların güzelliklerinden ve özelliklerinden bahsetmemelidir. Nitekim hadîs-i şerîfde şöyle buyurulur:
"Hiç bir kadın, kocasına başka bir kadını tasvîr edip, özelliklerini anlatmasın!. Öyle ki, kocası sanki o kadını görüyormuş gibi olur.." (238)
Erkek, Allâh’ın kendisine bir emaneti olan hanımına, daima güleryüz ve tatlı dille muâmelede bulunmalıdır.
Erkek, hanımının kendisine ve yaptığı işlere çirkin dememeli ve yaptığı işleri beğenmemezlik etmemelidir.
Erkek, hanımıyla güzel geçinmeli, sebepsiz ve basit meselelerden dolayı ona darılıp kızmamalı ve onu yalnız başına terketmemelidir.
Erkek, hanımının meşrû olan arzu ve isteklerini titizlikle yerine getirmelidir.
Her iki taraf, birbirlerinin sevinç ve üzüntülerini paylaşmalıdır.
Yapacakları işleri birbirleriyle istişare ederek ve danışarak yapmalı, böylece âilede karşılıklı güven, ülfet ve muhabbet, birlik ve beraberlik sağlamaya çalışmalıdır.
Ailede erkek ve kadın, birbirlerine karşı daima şefkat ve muhabbetle, hürmet ve itâatle, güleryüz ve tatlı dille davranmalıdırlar.
Her iki taraf, kendi anne ve babalarına nasıl hürmet ve itâat ediyorlarsa, kayınpeder ve vâlidelerine de aynı şekilde hürmet, hizmet, itâat ve muhabbet etmelidirler. Onlara yaptıklarının aynısını, zamanla kendi damad ve gelinlerinden göreceklerini unutmamalıdırlar. Çünkü ne ektiysek onu biçeceğimiz muhakkaktır. Nitekim Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
"Ebeveyninize itâat ve ikrâm ediniz ki, evlâdlarınız da size ikrâm ve itâat etsin!
Âile seâdetinin, ancak eşlerin elele ve gönül gönüle vererek bu prensipleri yaşadıkları oranda gerçekleşeceği muhakkaktır. Aslında bir âilede geçimsizlik zuhûr etmişse, bunun sorumlusu, genellikle kadındır. Çünkü ev hanımı, âilesini mutlu kılacak meziyetlere, kocasından daha fazla sahiptir. Büyük Allâh dostu merhum üstâd Ramazanoğlu Mahmûd Sâmî Efendi Hazretleri’nin zevce-i muhteremelerinin bu konudaki sözleri, hakîkati ne güzel dile getirmektedir:
"İki iyi bozuşmaz. Biri kötü olursa, yine de bozuşulmaz. İkisi de kötü olursa, bozuşulur." (240)
Hâsılı sözümüzü, feyz ve istifâdeye vesile olur ümidi ile, pek muhterem üstâzımız Mûsâ TOPBAŞ Efendi Hazretleri’nin "Âile Seâdeti" adlı kitabından bir bölümle tamamlamak istiyorum:
"Evin erkeği, âilesinin kendisine itâatli olmasını istiyorsa, muhakkak kazancının helâl olmasına dikkatli olmalıdır. Karısının dînî bilgilerinin noksanlığını gördüğünde, "bana ne?" demeyecek, öğretecek ve tatbik ettirecek. Meselâ namaz kılmasını bilmiyorsa, hem öğretecek, hem de kılmasında yardımcı olacak. İhmâl ettiğinde mânen mes’ûl olur. İş böyle olunca, Allâh Teâlâ’nın nusreti görülmez, aralarında aranılan sevgi, bağlılık tahakkuk etmez.
Evlilik hayatında bu mühim bir düsturdur. Her evli, ister erkek, ister kadın, bu evlilik âdâbına riâyet etmek zorundadır.
Kadın, kocasını memnûn etmek için her fedâkârlığa katlandığı gibi, erkek de üzerine düşeni yapmalıdır.
Yani, âilemi mes’ûd edeceğim diye fuzûlî borçlanmalara girmemelidir. Bu hem isrâf olur, hem de borçlanmalar dolayısıyle ileride birçok rûhî sıkıntılara sebep olur. Bilhassa lüks hayat hastalığı, âile fâciâlarına sebep olmaktadır.
Evli olan erkek, evine her gün vaktinde gelmelidir. İş mâzeret değildir. Ona mukâbil, kadın da en güzel elbisesini giyerek, geliş saatinde güler bir yüzle karşılamalı, hatırını sormalı, güzel, okşayıcı haberler vererek yorgunluğunu gidermeli. Çok mes’ûd olduğunu hem fiilen, hem de lisânen anlatmalı. Bilhassa yemek sofrasını, güzel, tertipli kurmalı. Hangi yemeklerden hoşlanıyorsa, onu yapmaya özenmeli.
Sonra erkek, âilesine karşı samîmî, lutufkâr, nâzik ve merhametli olmalıdır. Kadın da, kocasına karşı îfâ edeceği vazifeleri îfâ etmelidir. İhmal ederse, kocası buna fırsat vermemeli, haddini bildirmelidir.
Erkek, gerek kendi âilesinden, gerekse karısının âilesinden yakın olanlara ziyâretlerini ihmal etmemesine dikkatli olmalıdır. Her iki tarafa da aynı samîmiyet gösterilmelidir. Ziyâretler, ne pek sık, ne de seyrek olmalıdır. Karısının kendisinden habersiz kişilerle görüşmesine fırsat vermemelidir.
Kadın zeki olmalı, kendisini sevdirmesini bilmeli.. Bunun da yegâne ilâcı, kocasına karşı itâatli, şefkatli ve hürmetli olmaktır..." (241)
Herşeye kaadir olan yüce Rabbimiz’den niyâzımız odur ki; gözbebeğimiz olan yavrularımıza mutlu ve mes’ûd âile yuvaları nasîb etsin! Onların güleryüzlerini soldurmasın!
"Ey Rabbimiz!
Bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözler (imizin) bebeği olacak (sâlih insanlar) ihsân et!. Bizi takvâ sâhiplerine rehber kıl!.." (242)
"Ey Rabbim!
Beni ve soyumdan gelecekleri, namazı devamlı kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duâmı kabul et!" (243)
"Ey Rabbimiz!
Amellerin hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve mü’minleri bağışla!.." (244)
"Ey Rabbim!
Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara öylece rahmet et!" (245)
Âmîn!..

http://www.lovepowerman.net/
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası  »  Fıkıh
 »  Âilede Seâdet Prensipleri

Forum Ana Sayfası

Forum Yazılımı:   php Kolay Forum (phpKF)  ©  2007 - 2010   phpKF Ekibi

Love Power Man

 RSS Beslemesini Görmek için Tıklayın   RSS Beslemesini Google Sayfama Ekle   RSS Beslemesini Yahoo Sayfama Ekle